Haber

Hüsrana Uğrayan Adamın Partisi Liberal Demokrat Parti’nin Hüzünlü Doğum Günü Kutlaması

‘1990’larda Türkiye’de İslamcı çevrelerin en çok hayran olduğu siyasetçiler kimlerdi?’ şeklinde bir soru sorsak ne cevap verirsiniz?

Liberal Demokrat Parti’nin kurucu lideri Besim Tibük de elden ele geçmeyecek isimlerden biri.

Farklı ülkelerde otelleri ve birçok yatırımı olan laik bir iş adamı olan Besim Tibuk, o yıllarda savunduğu görüşlerle hem dikkat çekiyor hem de büyük beğeni topluyordu. Besim Tibuk ile Liberal Demokrat Parti’nin maceralı hikayesini sizler için derledik. Bakalım LDP’nin 29 yıllık öyküsünde neler yaşanmış?

Siyasi tarihimizde koltuğundan ayrılmayı tercih etmeyen siyasetçilere sık sık rastlarız. Liberal Demokrat Parti’nin kurucu lideri Besim Tibuk da bu birkaç isimden biri.

1990’ların başında Demokrat Parti’nin yeniden kuruluşunda görev alan Besim Bey, çelişkili açıklamaları ve kendine özgü tavırları nedeniyle bu hareket içinde uzun süre kalamadı. Siyasette kendi yoluna gitmeye karar verdi. Liberal görüşleri ile siyasi bir hareket oluşturan Tibuk, 26 Temmuz 1994’te Liberal Demokrat Parti’yi kurdu.

Logosuna bakıldığında çok şirin bir partiyi çağrıştıran bu hareket, 1990’ların ortalarında kamuoyunun başka hiçbir siyasi partiden duymadığı teklifler ve çıkışlarla hep gündemde kalmayı başardı.

1990’ların ikinci yarısı, Türkiye’de Milli Görüş Partilerinin yükseldiği ve buna karşılık askeri ve laik bürokrasinin Siyasal İslam’a karşı bir dizi önlem aldığı bir dönem olmuştur. Ancak medya ve devlet ekipleri şeriat tehdidine karşı tetikte olmuş, Milli Devlet ve Laiklik konusunda kimse en ufak bir taviz vermemiştir. O dönemde devlet çizgisinin dışında görüşleri savunan hareketler çoğunlukla İslamcı partiler ya da bugünkü HDP’nin selefleriydi. Biri hariç.

LDP lideri Besim Tibuk, Türkiye’de ordunun siyasete karışmasını eleştiriyor, askerlerin tamamen sivil yöneticilerin emrinde olmasını savunuyor, devlet iktidarına son verilmesi gerektiğini düşünüyor ve şiir okuduğu için cezalandırılan Recep Tayyip Erdoğan’a destek ziyaretlerinde bulundu.

Harp Okulu’nun Ankara’dan kaldırılması, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın askerden arındırılması gibi o dönemde kimsenin dile getiremeyeceği fikirleri savunan Tibuk; İslamcı bir politikayı savunmadığı için halk tarafından bir tehdit olarak algılanmadı ve televizyon programlarında yer aldı. O dönemde televizyonda bu kadar açık konuşan çok fazla siyasetçi olmadığı için toplumun farklı kesimlerinden büyük destek gördü.

Besim Tibuk’un görüşleri bunlarla da sınırlı değildi. Türkiye’de devlet ekiplerinin çok fazla ve gereksiz olduğunu savunan Tibuk, iktidara gelirse binlerce kamu görevlisini görevden alacağını açıkça ifade etti.

Liberal ekonominin tüm araçlarını hayata geçirme sözü veren LDP lideri; Devlete ait tüm fabrika ve tesisleri özelleştireceğini yüksek sesle dile getirdi. Nitekim bu sayıda değerlendirmelerini yaparken tercih ettiği cümleler, bugün bile sosyal medyada kısa görüntülerle yeni nesiller tarafından izleniyor.

Ankara lanet olası bir yer. ‘Ankara’yı grup olarak tatile göndersek parasını versek de karda kalırız’ sözleriyle devlet kaynaklarının kamu kurumlarına harcandığından şikayet ediyordu.

TRT’de yaptığı propaganda konuşmasında “Ne varsa satacağız. Bu TRT’yi de satacağız” diyen Besim Tibuk girdiği seçimlerin hiçbirinde istediği sonucu alamadı.

1999 Genel Seçimlerinde 127 bin oy almayı başaran Liberal Demokrat Parti, toplam oyların ancak %0,41’ine ulaşabildi. Bu seçimlerden sonra ‘Aldığın oy yüzünden üzülüyor musun?’ adlı televizyon programına katıldı. ‘Benim moralim ne olacak, insanımızın morali bozuk olsun’ sorusuna. Verdiği cevap bugün bile unutulmayanlar arasında yer alıyor.

Türkiye’nin sorunlarını ancak Liberal Demokrat Parti’nin politikalarının çözebileceğini savunan Besim, “Ülkeyi şirket gibi yönetecek”, “Şirket gibi değil bakkal gibi yöneteceğim” şeklinde kendisini eleştirenlere yanıt vermekten çekinmedi.

3 Kasım 2002 Seçimleri, Besim Tibuk’un LDP genel başkanı olarak son seçimleriydi. Bu seçimlerde ancak 90 bin oy alabilen LDP toplumsal taban oluşturamadı. Bu duruma öfkelenen Besim Tibuk siyaseti bırakma kararı aldı ve kurucusu olduğu LDP’nin genel başkanlığından istifa etti.

Otellerinin ve yatırımlarının bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yerleşen Besim Tibuk, buradan yaptığı açıklamalarla görüşlerini dile getirmeye devam etti.

AK Parti’nin kuruluş yıllarında Avrupa ve ABD’ye yakın politikalarını ve ekonomi yönetimini beğendiğini belirten Besim Tibük’ün özellikle 2011 yılından sonra görüşleri değişmeye başladı.

AK Parti’nin gücü arttıkça otoriterleştiğini savunan Besim Tibuk, eleştiri dozunu her geçen yıl artırdı. Son olarak, geçmişte İslamcıları savunduğu için pişmanlık duyduğunu ifade etti. 2023 yılı itibariyle Kıbrıs’ta yaşamaya devam eden Besim Tibuk, sahibi olduğu televizyon kanalında değerlendirmelerini yapmaya devam ediyor. Tibük’ün partisi LDP, Türkiye’deki siyasi yolculuğuna devam ediyor.

Besim Tibuk’un siyaseti bırakmasıyla 2002’den bu yana altı genel başkan değiştiren LDP, seçimlerde de oylarını artıramadı.

Özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle geniş kitlelere kendini daha rahat ifade etmeye başlayan LDP, Cem Toker’in başkanlığı döneminde özellikle Twitter’da oldukça popüler oldu. Ancak bu tanıma hiçbir zaman seçim sonuçlarına yansımadı. 29. yılını kutlayan LDP, Türkiye’de hiçbir zaman en yüksek oyu alan partiler arasında yer almasa da inandığı görüşler etrafında siyasi yolculuğuna devam ediyor.

goksunajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu