Yakın tarihi krizle dolu Türk-Amerikan ilişkileri: ‘İhtiyaç sebebiyle diplomasi yürütülse de Türkiye, ABD’ye güvenmiyor’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı ABD ziyaretinde “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz” dedi. Ancak Türkiye-ABD arasındaki kökleşmiş krize dönüşmüş ilişkilerin tamamiyle iyiye gitmesi kolay gözükmüyor. ABD, 2024 yılının başında Türkiye’ye F-16 satışına onay vermiş olsa da yalnızca iki yıl önce, ABD’li Senatör Chris Van Hollen‘ın Türkiye’yi ‘sadakatsiz bir NATO müttefiki’ olduğu suçlamaları yaptığı ve F-16 satışı için PYD/YPG’yi vurmama koşulunun getirilmesi gerektiğini savunması halen zihinlerde.
Peki Türkiye- ABD ilişkilerindeki F-16 krizinin kökenleri ile günümüzdeki gelişmeleri nasıl değerlendirilir? Yakın geçmişi krizlerle dolu ABD-Türkiye ilişkileri nereye evrilir? Yakın geçmişteki krizler nelerdi? Emekli ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş ve Gazeteci Ceyhun Bozkurt Sputnik‘e özel anlattı.
Türkiye’nin F-16 tedariği ve modernizasyon projesi süreci nasıl oldu?
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, F-16 tedarik sürecinin kronolojisini şöyle anlatıyor:
Emekli ABD Büyükelçisi Loğoğlu: F-16 krizi çözülse bile ilişkilerin normale kavuşması, yeni bir sayfa açılması her halükarda zaman alacaktır
Emekli ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğlu F-16 krizi çözülse bile ilişkilerin normale kavuşmasının zaman alacağını belirtti:
‘Erdoğan’ın açıklaması iyi niyetinin göstergesi ama karşı taraf art niyetli, ulus devletleri yok etmek isteyen bir ABD’den bahsediyoruz’
Gazeteci Ceyhun Bozkurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ABD ziyaretinde “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz” sözleri üzerine Erdoğan’ın niyetinin iyi olduğunu ancak karşı tarafın art niyetli olduğunu söyledi. Bozkurt konuya ilişkin şu sözleri söyledi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, aslında Türkiye’nin iyi niyetinin bir göstergesi ama karşı taraf art niyetli. Türkiye-Suriye normalleşmesini baltalayan, bölgede terörizmi silah, mühimmat, eğitim, maddiyat vb. araçlarla besleyen, ulus-devletleri yok etmek isteyen, Filistin’de yaşanan soykırımı durdurmayan bir ABD’den bahsediyoruz. Ben güçlüyüm, bu nedenle benim istediklerimi yapmak zorundasınız diyor. Türkiye ne kadar elini uzatsa da Türkiye’ye ‘PYD/PKK terör devletini kabul etmeden bu uçakları sana vermem’ deme potansiyelleri yüksek.”
‘Türkiye alternatif savaş uçağı arayışını sürdürüyor’
Bozkurt, Türkiye’nin alternatif savaş uçağı arayışını sürdürdüğünü belirterek konuya ilişkin şunları söyledi:
‘Washington-Ankara ilişkileri öyle hemen kopacak bir ilişki sistemine sahip değil’
Gazeteci Ceyhun Bozkurt, tüm yaşanan gelişmeleri şöyle yorumladı:
“Washington-Ankara ilişkileri öyle hemen kopacak bir ilişki sistemine sahip değil. Türkiye’nin kendi uçağını üretene kadar Hava Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan uçakları ve malzemeleri tedarik etmek için ABD ile iletişim kuruldu. F-16 süreci böyle başladı. ABD bu satışın İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin onayına bağlı olduğu şartını ortaya koydu. Şimdi süreç işliyor. Ama biraz yavaş ilerlediğini söyleyebiliriz. ABD’de onaylanan anlaşmaya göre Washington Ankara’ya, 40 adet Block-70 F-16 savaş uçağı ve 79 modernizasyon kiti ile birlikte bazı kalemlerde mühimmat ve malzeme satacak. Ancak sürecin ağır ilerlediğini söylersek yanılmış olmayız. ABD, süreci onaylasa bile Türkiye’ye uyguladığı düşman hukukuyla, gerçek anlamda hukuku çiğniyor.”
CAATSA yaptırımlarıyla çıkmazda boyut atlayan Türk-Amerikan ilişkileri
ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası (CAATSA) kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in de aralarında olduğu dört kurum yetkilisine “Rusya ile kurulan ilişkiler” nedeniyle uygulanacak yaptırımları nedeniyle 2021 yılında devreye girmiş, zaten krizlerle dolu Türk-Amerikan ilişkileri çözümsüzlükte boyut atlamıştı. Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, CAATSA ve yaptırımları şöyle anlatıyor:
“CAATSA (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act) olarak bilinen yani ABD’nin Hasımlarıyla/Düşmanlarıyla Yaptırımlarla Mücadele Etme Yasası, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nun çıkarttığı, 02 Ağustos 2017’de Başkan Donald Trump tarafından onaylanan İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya uygulanan yaptırımları güçlendiren bir yasadır. Başkana, yasa kapsamına giren kişi veya kurumlara karşı yasada yer alan 12 yaptırımdan en az beşini uygulamaya koyma yetkisi vermektedir.”
‘Türkiye’yi ilgilendiren tarafı bu üç ülkeye karşı değil bu ülkelerle ticaret yapan şirketlere, şahıslara, dolayısıyla da ülkelere karşı uygulanabilecek olmasıdır’
Karataş, CAATSA’ nın Türkiye’yi ilgilendiren ilginç tarafının yasanın sadece bu üç ülkeye karşı değil bu ülkelerle ticaret yapan şirketlere, şahıslara, dolayısıyla da ülkelere karşı uygulanabilecek olması olduğunu söyleyip konuya ilişkin şunları belirtti:
Türkiye’yi F-35 programından çıkaran CAATSA yaptırımlarının kronolojisi
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Türkiye’nin CAATSA yaptırımlarına alınma sürecini şöyle anlatıyor: